Mora Terapi Örnekleri
Aşağıda yayın adı, yayınlandığı dergi, çalışma şekli, endikasyonu ve otörü ile birlikte verilen çalışmalar ulaşabildiğimiz biorezonans çalışmalarıdır.
Dr. Schumacher 1. ÇALIŞMA
1990 ve 1991 de Dr. Schumacher alerji ve intolerans tedavileri uyguladığı kendi hasta gurubu üzerinde iki prospektif, kontrolsüz çalışma yürüttü. İlk çalışmasında tedavi alan kişilerde alerjene karşı eşzamanlı yapılan bir alerjenden uzak durma diyetiyle birlikte alerjik deri hastalıkları (nörodermatit) ve inhalasyon tipi alerjilerdeki biorezonans terapisinin etkilerini inceledi. Çalışmaya katılanların çoğunluğu çocuklar ve adölesanlardı. Saman nezlesi olan hastalar daha sonra çalışmadan çıkarıldı. Bu çalışmada 1989-1990 arasında tedavi alan 204 kişiden tedavi bitiminden 5 ay sonra tedavi etkinliğini araştıran bir anket formu doldurmaları istendi. 200 kişiden tedavinin etkinliği ile ilgili yorum alındı. Schumacher’in çalışma sonuçlarında: (Tedavi kürünün sonlanmasından 5 ay sonra)
– Hastaların %83′ü alerjeni reaksiyon göstermeden tolere edebiliyor. Allerjen maddeyle temas edildiğinde artık alerjik reaksiyon olmuyor..
- Hastaların %11 inde alerjide belirgin bir düzelme var. Allerjnle temasta semptom hala var ama eskisine göre belirgin derecede azalmış durumda… Biophysikalische Therapie der Allergien, p. 149ff, Sonntag-Verlag, Stuttgart 1998Dr. Schumacher 2. ÇALIŞMA
1991 çalışması biorezonans tedavisinin 115 çocukta saman nezlesi üzerindeki etkilerini inceledi. Tedaviler polen gibi alerjenlerin çok olmadığı mevsim dönemlerinde yapıldı. Schumacherin bu çalışmasının sonuçlarında: (Tedaviyi takip eden ilk polen mevsiminden sonra) - Hastaların % 43.4′ünde artık saman nezlesi semptomlarına hiç rastlanmıyordu. - Hastaların %15.9′unda bazı günlerde hafif şikayetler oluyordu. - Hastaların % 34.5′unda düzelme vardı ancak semptomlar gözleniyordu.
Schumacherin bu çalışmalarında biorezonans terapisinin hiçbir yan etkisine veya herhangi bir komplikasyonuna rastlanmadı. Schumacher’in çalışmaları alerji hastalarında Morell ve pek çok kişi tarafından elde edilen pozitif bireysel vaka raporlarını ispatladı. Fakat Dr. Schumacher eleştirilere maruz kaldı çünkü sonuçlar inanılmayacak derecede pozitifti ve çalışmalar karşılaştırılabilir bir kontrol grubuyla yapılmamıştı.
Köfler ve ark. 1996
Dr. Köfler ve arkadaşlarının saman nezleli hastalarla yapılan çalışmaları iki birbirine zıt sonucu birlikte verdi. N:42. Hastaların şikayetleri ile ilgili kendi subjektif anlatımlarına dayanıldığında..
– Çalışmaya katılanların şikayetlerinde %52.3 düzelme saptandı. Bu sonuçlar Schumacher’in çalışmalarıyla uyumluydu.
- Ancak alerjenin nasal yolla verilmesi gibi bir objektif veri dikkate alındığında biorezonans terapisi iyileşme sağlamadı.
Köfler herhangi bir yan etki saptamadı. University of Innsbruck Dermatology Clinic / Allergologie 19 (3), 114-122, 1996Chervinskaya ve ark. 1997
Schumacher’in sonuçları, alerjiler ve solunum yolu hastalıklarında biorezonans metodunun etkisiyle ilgili yaygın ve kontrollü bir çalışma yürüten Dr. Chervinskaya ve ark. tarafından doğrulandı. N:56. Biorezonans terapisinden önceki ve sonraki etkinliğin karmaşık bir değerlendirmesi yoluyla , tüm bir subjektif ve objektif değerlendirmeler serisi de ele alınarak;
Biorezonans terapisinin etkinlik derecesinin… - Hastaların % 25 inde çok iyi, - Hastaların %42 sinde iyi,
– Hastaların %21 inde yeterli
- Hastaların % 12 sinde etkisiz olduğu sonucuna vardılar.
Bu sonuç kontrol grubunda elde edilen sonuçtan anlamlı olarak daha iyi idi. Bu otörler ayrıca, biorezonans terapisinin hiçbir yan etkisini saptamadılar. University of St. Petersburg , Clinical Science Centre of PetersburgSchöni ve ark. 1997
Dr. Schöni ve arkadaşları biorezonans uygulanan gruptaki nörodermatidli çocuklar kontrol grubuyla karşılaştırıldı. N:32. Çalışmaya katılan her hastaya nörodermatitte kullanılan standart tedavi yaklaşımı uygulandı. Bu hastalara bir yandan da plasebo ve gerçek olarak iki farklı biorezonans tedavisi uygulandı. Bu çalışma yapılmış önemli bir metod yalnışı vardı. Biorezonansla birlikte verilen aktif tıbbi preperatlar (özellikle steroidler ve antibiotikler) şu ana kadar olan tecrübelerimize göre biorezonansın etkinliğini düşürür.
Bu çalışma sonunda 3 scordan 2 sinde (Costa skoru ve Kaşıntı skoru) biorezonans plasebo gurubuna göre 2 ve 3 kat daha iyi sonuçlar vermiştir.Fakat sonuçlar istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. Schöni ve arkadaşlarına göre, bu farklılıklar hata seviyesinin %5 lik bir olasılığında belirgin değildi ve tartışma kısmında biorezonansın etkisiz olduğu vurgulandı. Çalışmadaki istatistiksel çalışma uygun değildi ve istatistiksel hesaplamada gurubun dağılımı çok genişti. Lüdke’ye göre Schöni’nin çalışması güvenilir değildi. Alpines children hospital, Davos / Int. Arch. Allergy Immunol. 112, 238-246, 1997
Trofimow ve ark. 1997
Dr. Trofimow ve arkadaşları 35 obstruktif hava yolu hastası üzerinde kontrollü bir biorezonans terapisi çalışması yürüttüler. Çalışma biorezonans tedavisinden önceki ve sonraki etkinliğin, subjektif ve objektif bulgularla birlikte karmaşık bir değerlendirmesiydi. Otörlere göre kontrol grubuyla karşılaştırıldığında hastaların çoğunda biorezonans ile çeşitli derecelerde… Daha pozitif, daha komple, ve daha uzun süreli sonuçlar elde edildi. Kontrol grubuyla karşılaştırıldığında daha kısa zaman süresinde daha pozitif tedavi sonuçları elde edildi ve kullanılan ilaç dozajları belirgin şekilde azaldı. University of St. Petersburg, Clinical science Centre of St. Petersburg
Saweljew ve ark. 2001
Saweljew ve arkadaşları tarafından 2001 de yürütülen kontrollü bir çalışmada alerjiyle indüklenmiş bronşial astımlı çocuk ve adolesanlarda biorezonans terapisinin etkisi incelendi. N:23. Otörlere göre, biorezonans tedavisi kontrol grubuyla karşılaştırıldığında…
– Atakların sayısı, süresi ve ciddiyetinin azaldı.
– Günlük bronkodilatör ve kortikosteroid dozu da belirgin şekilde azaldı.
– Genel fizik zindeliğinde artış belirtildi.
Fonksiyonel inceleme metodlarının sonuçlarına göre…
– Bronşial bütünlük parametreleri belirgin şekilde düzeldi.
- Bronşların histamine hassasiyeti azaldı.
- Ekzersizle indüklenen bronkospazm azaldı
Otörlere göre, biorezonans terapisinin çocuklar ve erişkinler üzerinde herhangi bir yan etkisi olmadı. Institute of pediatrics, Moscow / Medizinisch- wissenschaftliche und Lernmetho-dische Zeitschrift N2, 2001, p. 111-130Islamov ve ark. 1998
Islamov ve arkadaşlarının yaptığı iki kontrollü çalışma (1998 ve 2002) romatoid artritli hastalardaki biorezonans terapisi sonucunda hücresel biyokimyada değişiklikler saptadı. (N:6) Isı şok proteini (Heat shock protein) sentezi romatoid artritli hastalarda azalmıştır.Ancak romatoid artritteki protein sentezlerindeki azalma tüm lenfosit proteinleri için geçerlidir. Bu romatoid artritli hastalarda ısı şok proteini sentezindeki azalmanın spesifik olmadığını ama romatoid ertritte immun sistem hücrelerinde genel bir disfonksiyon olduğunu gösterir. Bu durum ise non-spesifik koruyucu mekanizmalarda bozukluklar olduğunu düşündürür.
– Bu çalışmada biorezonans tedavisi romatoid artritli hastaların lenfositlerinde ısı şok proteini sentezindeki % 60 lık azalmayı normalleştirmiştir.
Islamov ve arkadaşları romatoid artritli hastalardaki bu düzelmenin fonksiyonel genel lenfosit aktivitesinin restorasyonu ile elde edildiğini düşünmüşlerdir. Bu çalışma 2002 yılındaki bir başka çalışmaya zemin hazırlamıştır. Institute for theoretical and experimental biophysics and Institute for Rheumatology, Russian Academy of Science / Bull. Exp. Biol. Med. 128 (11), 1112-1115, 1999Islamov ve ark. 2002
2002 de Islamov ve arkadaşları romatoid artritli hastaların lenfositlerindeki superoksit dismutaz, katalaz ve glutatyon-peroksidaz aktivitesinin ve protein içermeyen thiol gruplarının (redüklenmiş glutatyon) seviyesini biorezonans terapisinden önce ve sonra kontrollü bir çalışmayla ölçtüler. (N:20)
– Biorezonans terapisi redüklenmiş glutatyon seviyesini artırdı
- Superoksit dismutaz ve glutatyon peroksidaz aktivitesini normalleştirdi.
– Katalaz aktivitesi değişmeden kaldı.
Kontrol gurubunda görülmeyen ve lenfositlerin antioksidan sistemindeki bu pozitif değişiklikler biorezonans terapisinin romatoid artritli hastalarda spesifik olmayan biyokimyasal korunma mekanizmalarını aktive ettiğini göstermektedir.Institute for theoretical and experimental biophysics and Institute for Rheumatology, Russian Academy of Science Islamov ve ark. tarafından yayınlanan her iki yayında da biorezonans terapisinin etkili olduğu ancak fizik ve biyokimyasal etki mekanizmalarının açık olmadığı belirtilmektedir. Institute for Theoretical and Experimental Biophysics and Institute for Rheumatology, Russian Academy of Science / Bull. Exp. Biol. Med. 134 (3), 248-250, 2002
Biorezonans etkisinin biyokimyasal non-spesifikliği bu çalışmalardan elde edilen önemli bir sonuçtur. Biorezonans ile hücre içindeki spesifik olmayan korunma mekanizmaları aktive edilir. Biorezonansın son derece zayıf elektromanyetik etkileşimlerinin en azından kısmen hücrenin biyokimyasında entropik kuvvetler olarak bilinen kuvvetler vasıtasıyla etki ettiğini zannetmekteyiz. Elektromanyetik bilgi hücredeki entropik durumu değiştirir ve böylece elektromanyetik bilgiyle ilişkili olarak biyokimyasal kendi kendine düzenleme programları nonspesifik olarak aktive edilir. Etkinin fiziksel mekanizması ve biyokimyasal seviyedeki etkileri deneysel olarak gösterilemez. Teoride, halen hipotezlere bağlıyız.Maiko ve Gogoleva 2000 Birkaç Rusya çalışmasında biorezonans metodunun romatizmal hastalıklardaki etkisi incelendi. Maiko ve Gogoleva 2000 yılında biorezonans terapisinin artrozdaki (özellikle diz) etkinliğiyle ilgili kontrollü bir çalışma yürüttü. (N:35) Klinik değerlendirmelere göre ( eklem ağrısı, eklem fonksiyonu, kan analizi, iyi olma hali ve çalışmaya uygunluktan elde edilen karmaşık parametreler) saf konvansiyonal tedaviyle karşılaştırıldığında, biorezonans tedavisi;
– Hastaların %57.5 iyle %94 ünde açık ve belirgin bir iyileşme sağladı. - Artrosonografiyle değerlendirilen biorezonans tedavisi, saf konvansiyonal tedaviyle karşılaştırıldığında, test subjelerindeki terapötik başarıda %32.5 ila %75 lik belirgin bir iyileşme bulundu. - Biorezonans tedavisini alan gruptaki terapötik etki daha uzun süreli ve daha kalıcıydı.
Otörlere göre, biorezonans terapisi iyi tolere edildi ve yan etkisi olmadı. (Institute for Outpatient Treatment: State Medical Acedemy, Orenburg) / Ter Arkh 72 (12), 50-53, 2000
Gogoleva 2000 Gogoleva 2000 yılında fibromyalji hastalarında biorezonans terapisini kontrollü bir çalışmayla inceledi. Manuel terapi alan bir gurubu manuel terapi ile birlikte biorezonans terapisi alan bir grupla karşılaştırdılar. (N:30) Her iki grupta da açık ve belirgin bir terapötik etki vardı, fakat… – Biorezonans grubunda terapötik etki kaydedilen tüm parametrelere göre daha sık, belirgin derecede erken, daha belirgin ve uzun süreliydi.
Kas sendrom indeksi ( kas ağrısının karmaşık parametresi ) - Kontrol grubunda %37 düzelme, - Biorezonans grubunda % 72.4 düzelme saptandı.Kontrol grubuyla karşılaştırıldığında, birlikte olan diğer fibromyalji semptomlarında da (örneğin uyku bozukluğu ve hava değişimlerine hassasiyet) belirgin bir düzelme oldu. Institute for Outpatient Treatment: State Medical Acedemy, Orenburg / Ter Arkh 73 (4), 40- 45, 2001
Papcz ve Barpvic 1999 Papcz ve Barpvic 1999 da overuse sendromundan rahatsız olan ve bunun sonucunda travma maruziyeti artan atletlerde kontrollü bir çalışma yürüttü. (N:12) Sadece birkaç tedavi oturumu ile, biorezonans terapisi alan grup standart konvansiyonel metotlarla tedavi edilen kontrol gurubunun önüne geçti.– Biorezonans grubunda ağrı skorlaması terapiden önceki 5.41 puandan terapiden sonra 0.61 puana düştü. - Konvansiyonel yöntemler uygulanan kontrol gurubunda ağrı skorlaması terapiden önce 5.25 puandan terapiden sonra 2.60 puana düştü. Study hospital Maribor, Slovenia / Published in EHK 1999, 48 (7), 449-450 under the title: Einsatz biophysi-kalischer Fre-quenzverfahren beim
Überlas-tungssyndrom von Leistungssportlern
Machowinski ve Kreisl 1999 Machowinski ve Kreisl 1999′da kronik karaciğer hastalığı olan hastalarda kontrollü bir çalışma yürüttü. Çalışma biorezonansın bu hastalardaki serum AST, ALT ve gamma-GT enzim aktiviteleri üzerindeki etkileri üzerine idi. (N:14) Otörler biorezonans terapisinin hafif karaciğer hasarlı karaciğer hücrelerin yeniden oluşturulmasını indükleyebildiğini saptadılar. 12 haftalık biorezonans tedavisinin sonucunda…
– Ortalama AST enzim aktivitesi % 42 azaldı (tedavi edilmemiş kontrol: -% 4) - Ortalama ALT % 50 azaldı (tedavi edilmemiş kontrol: -% 5 ) - Ortalama gamma-GT % 38 azaldı (tedavi edilmemiş kontrol: -% 7)
Sonuçların üçü de tedaviden sonra normal aralığın üst sınırında idi. Studien zur Bicomresonanz-therapie, p. 77-92, Institute for Regulatory Medicine, Gräfelfing, 1999
Nienhaus 2003 Nienhaus 2003 yılında biorezonans terapisinin fonksiyonel gastrointestinal semptomlar üzerine olan etkisini kontrollü bir çalışmayla araştırdı. (N:79) Biorezonans terapisi plasebo grubuyla karşılaştırıldığında, subjektif semptomlar ve fizik muayene bulguları üzerinde önemli bir etki yaptı. (42) Karşılaştırılan subjektif semptomlar ve fizik muayene bulgularının mean skoru… Biorezonans grubunda % 48.2 düzeldi - Plasebo grubunda ise sadece % 3.8 düzeldi.
Sonuçlar 1999 da yine Nienhaus tarafından psikosomatik bozuklukların biorezonansla tedavisi üzerine yapılan kontrolsüz bir çalışmayı da doğrulamaktaydı MORA und Psychosomatik, p. 65-74, Med-Tronik, Friesenheim 1999Wille ve ark. 1999
Wille tarafından 1999 da yapılan kontrollü çalışma biorezonans terapisinin çocuklarda kekemelik üzerine etkisinin olmadığını gösterdi. (N:14) Bu çalışmada da hiçbir yan etki saptanmadı . Forsch. Komple-mentärmed. 6, suppl. 1, 50-52, 1999
Schuller-Galle 2007 Romatizmal hastalıklarda elektronik olarak kaydedilmiş nosodelar kullanılarak yapılmış bir çalışma
Chervinskaya 2007Respiratuar alerjik hastalıklarda biorezonansın etkisiyle ilgili çalışma Morell 1988
Biorezonansın alerji hastalarındaki kullanımı Test of the transduction of acetic acid information via an electronic amplifier İn-vitro study
Transfer of molecular information using Bioresonance instrument in amphibian trials
Controlled blind – in vivo study Bioresonance Therapy corrects the immunodeficiancy of Cernobyl Miceİn-vivo study. Institute of the experimental pathology, Oncology and radiobiology of the national acedemy of science of Ukraine
Biological Elektromagnetic fields (EMF) cause considerable changes in the viability of the heat shock treated chrysalises of Dorsophilia melangaster
İn-vivo studyMORA BİOREZONANS İLE İLGİLİ DİĞER KAYNAKÇALAR
Biorezonans / MORA-Terapi (Dr. Morell) Biorezonansın geçmişiyle ilgili ana kaynaklardan biri – Morell’in ilk ve orijinal eseri
Degeneration Kerbs and MORA Dr. Med. Dent. Gottfried Cornelissen – Institut-Biophysical-Medizin
Osteoporose Ulrike Nigmann – Osteoporozda biorezonans tedavisinin kombine kullanımı konusunda bir kaynakça – Institute-Biophysical-Medizin Adipositas als Folge von Dysbalancen Die Aufschlüsselung der kompexen Zusammenhange mittels Mora Diagnostik und MORA Therapie Dr. Med. Dent. Gottfried Cornelissen – Institut-Biophysical-Medizin Stres, Angststörung, Depression und MORA Neurotransmitter und Hormon-induzierte psychische Dysbalancen und deren diagnostik mittels MORA / Dr. Med. Dent. Gottfried Cornelissen – Institut-Biophysical-Medizin The New Diagnostic System – Guidlines for MORA Diagnosis and TherapyMora biorezonans kullanımında Dr Cornelissen yöntemi / Dr Cornelissen test tekniği – Mora biorezonans kullanımında ilgili yeni eğilimler ve tedavi önerileri. Dr. Med. Dent. Gottfried Cornelissen Chronic Headaches and Migraine Kronik başağrısı ve migrende Mora biorezonans kullanımı Dr. Med. Dent. Gottfried Cornelissen – Institut-Biophysical-Medizin
Ağrı Tedavisi ve MORA Dr. Med. Eckard Herrmann – Biofiziksel Tıp Enstitüsü Egzema (Neurodermatitis) ve MORA Egzema’da Mora biorezonans kullanımı. Dr. Med. Dent. Gottfried Cornelissen . Institut-Biophysical-MedizinAlerji-İntoleranslar ve MORA Egzema’da Mora biorezonans kullanımı. Dr. Med. Dent. Gottfried Cornelissen . Institut-Biophysical-Medizin 13. Symposium for International Association of Physicians for Biocybernetic Medicine 13. MORA Sempozyum kitabı (İngilizce/Almanca)
14. Symposium for International Association of Physicians for Biocybernetic Medicine 14. MORA Sempozyum kitabı (İngilizce/Almanca)